Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Nazım Birimi: Beyit
Nazım Birimi Sayısı: 31 Beyit
Uyak Şeması: aa/ba/ca/da/ea/fa/ga
Nazım Türü: Kaside nazım biçimlerinden en çok hicviyeye uyuyor
1. a. Bu tür ses benzerlikleri ile şiire has bir ahenk yakalanmıştır. Şiirlerde bu tür ses benzerlikleri redif ve kafiye şeklinde isimlendirilirler. Tekrar eden “-den” ler redif, “-et’ler tam kafiyedir.
b. Bu kelimeler, kendine özgü bir söyleyiş tarzı, ritim oluşturacak şekilde şiirde kullanılmıştır. Dikkat edilirse bütün kelimelerde ünlü harflerin uzun okunması gereklidir. Kelimelerin bu şekilde kullanılması “şiirdeki söyleyiş tarzı ve ses değerlerinin bir arada düşünüldüğünü bize gösterir. Bu şekilde kullanımla birlikte şiirin ahenginin, ses akışı, söyleyiş, ritim ve her türlü ses benzerlikleriyle sağlandığını göstermektedir.
2. a. Kasideler övgü şiiridir. Divan edebiyatı geleneğine mensup şairler, genellikle padişahlara, sadrazamlara ve devlet büyüklerine bu tür şiirler yazmışlardır. Nefî’nin kasidesi de Sultan Murad Han’a yazılmıştır. Bu kasidedeki dil, söz sanatları, kullanılan kelime ve tamlamaların Arapça ve Fars-çayla yüklü olması şiirin yazıldığı dönemle ilişkilidir. Namık Kemal’in kasidesi ise şekil açısından Divan şiiri geleneğine bağlıdır. Fakat bu kaside, geleneğin körü körüne devam ettiricisi olamaz. Öncelikle bu kaside ne padişaha ne de devlet ileri gelenlerine yazılmıştır. Soyut bir kavram olan “hürriyet”e yazılmıştır. Divan şiirinin kasidecilik geleneğinde kasideler hep “somut” konular üzerinde yazılmıştır. Ayrıca, bu kasidenin kendine has bir başlığı vardır. Divan şiiri geleneğinde kasidelerin özel bir başlıkları da bulunmaz. İki kaside de övüleceklerin niteliğine uygun şatafatlı bir üslupla yazılmıştır. Söyleyiş özellikleri bakımından da iki kaside de ses tekrarları, ritim ve ses akışı bakımından ortaktır.
b. Bu kasidelerin söyleyiş tarzları ile yazıldıkları dönemlerin edebî, siyasi ve sosyal özellikleri arasında bir ilişki kurulabilir. Nefî’nin yaşadığı çağda kasideler bu şekilde yazılıyordu. Bu tarzdan o devrin zihniyetine ulaşabiliriz. Kaside bir Osmanlı Padişah’ına sunulduğu için şair, söz sanatlarını padişah’ın övülmesi için çok fazla kullanmıştır. Şiirin iç akışında, kasidenin sunulduğu kişinin özelliklerini yansıtan kelime ve tamlamalar seçilmiştir. Namık Kemal’in kasidesi ise soyut bir konuya yazıldığı için şair çok fazla mübalağa sanatını kullanmamıştır. Bu durum, şiirlerin yazıldığı ortamın zihniyetiyle, yani edebî, siyasi ve sosyal özelliklerime yakından ilgilidir.
3. a. Hürriyet Kasidesi’ni oluşturan birimlerin yerleri değiştirildiğinde, şiirin akışında ve anlamında bir değişme ve bozulma meydana gelir. Bu birimler ahenkli bir biçimde kasidenin yapısını oluşturmaktadır. Bu yapıdan herhangi bir birimi çıkarır ya da bu yapıya onunla ilgisiz bir birim eklersek şiirin kendine has sistemi mutlaka bozulur. Edebiyat eserleri, kendilerine özgü bir sisteme sahiptir. Bu sistem, dışarıdan yapılacak müdahalelerle çabucak bozulur veya değişikliğe uğrar.
b. Hürriyet Kasidesi’ni oluşturan birimleri anlamlı bir bütün hâline getiren unsur, şiirin temasıdır. Çünkü tema etrafında anlamlı birimler birbirleriyle ahenkli bir bütün oluşturarak, temaya birleşirler.
4. a. Klasik Türk Edebiyatında Kaside Nazım Şeklinin Yapı Özellikleri
1. Genellikle 31-99 beyitten oluşur.
2. Nesib, girizgâh, methiye, tegazzül fahriye ve dua bölümlerinden oluşur.
3. Kafiye düzeni aa / ba / ca… şeklindedir.
4. Kasidenin sonlarına doğru şair, mahlasını kullanır.
5. İthaf edildiği kişinin adını içeren bir başlığı vardır
Hürriyet Kasidesi’nin Yapı Özellikleri
1.31 beyitten oluşmuştur.
2.Klasik bölümler yoktur.
3.Kafiye düzeni “aa/ba/ca…” şeklindedir.
4.Şair son beyitte mahlasını kullanmamıştır.
5.Kaside soyut bir kavram için yazılmıştır, başlığı da bu soyut kavramdır.
b. Hürriyet Kasidesi’nin kaside nazım şekliyle yazılması ve kasidenin klasik yapı özelliklerinden farklılıklar göstermesi bu devirdeki yenileşme çabalarının etkisinin edebî eserlere de yansıdığını göstermektedir. Bu devrin şairleri eski nazım şekillerini kullanmakla birlikte şiirlerin içeriklerinde büyük değişiklikler yapmışlardır. Eskiden kaside yine beyitlerle yazılıyordu, yeni devirle birlikte kasidenin bütün şekil özellikleri aynen kullanılmış, şiirde işlenen konu değiştirilmiştir. Namık Kemal, “hürriyet’e övgülerini sunmuştur.
5.
“Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetden
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetden”
“Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir ser-â-pâ mâyemiz hûn-ı şehâdetden”
“Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd ü içtihadız kim
Cihangîrâne bir devlet çıkardık bir aşîretden”
“Biz ol ulvî-nihâdânız ki meydân-ı hamiyyetde
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletden”
dizelerinde tarihî değerlere değinilmiştir, ilk beyitte “bâb-ı hükûmet’Ie devletin icra yetkisine sahip kurumu kastedilmektedir. Şairin yaşadığı devirde devlet, hükümetler aracılığıyla yönetiliyordu. Diğer beyitlerde de Osmanlı merkeze alınarak tarihsel bilgilerle birlikte şairin yorumları okura sunulmuştur.
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetden
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez i’ânetden”
“Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden”
“Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetden”
“Muîni zâlimin dünyâda erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetden”
“Hemen bir feyz-i bakî terk eder bir zevk-ı fânîye
Hayâtın kadrini âlî bilenler hüsn-i şöhretden”
dizeleri ve genel olarak şiirin hemen bütün dizelerinde sosyal değerlerle ilgili kelime ve ifadelere rastlanmaktadır. Birinci beyitte, “insanlara yardım etmenin öneminden”, ikinci beyitte “zor durumda olan fakat değerli milletlerin bu zor durumda değerinden hiçbir şeyin eksilmeyeceğinden”, üçüncü beyitte “vatan sevgisinden”, dördüncü beyitte “zalimlerin vasıfları”, beşinci beyitte “dünyanın geçici zevklerine değer verenlerin yanlış yolda olduklarına değinilmektedir.
6. Tanzimat dönemi, yeni değer ve kavramlarla yeni türlerin bir arada kullanıldığı bir dönemdir. Bu devirde başlatılan sosyal, siyasi, askerî, ekonomik, idarî yenilikler, insanların dünya algısını da belli oranda etkilemiştir. Eskiden insanların hürriyetle ilgili bir sorunları yoktu. Ama devrin sosyal ve siyasi yapısının etkisiyle hürriyet üzerinde konuşmak değerli bir hal aldı. Bunun en önemli sebebi, Avrupa’dan ithal edilen kavramlar, değer yargılarıyla Osmanlı devletinin zor bir devirden geçmesidir. Devlet, savaşlarda yeniliyor, ekonomisi çok kötüye gidiyordu. Bu durumda yaşayan insanlar da ülkelerinin bağımsızlığını kaybedeceğinden korkuyorlardı. Şair de hürriyet’in bu devirde yaşayanlar için neden önemli olduğunu şiirinde anlatmaya çalışmıştır. Sonuç olarak, bu şirin devrin gerçekliğini doğru bir biçimde yansıttığını söyleyebiliriz.
7. a.
Divan şiirinde işlenen temalar:
Aşk tabiat güzellikleri din ve devlet büyüklerine övgü tasavvuf ve ahlak
Hürriyet Kasidesi’nin teması:
- Hürriyet sevgisidir.
Divan şiirinde işlenen temalar daha bireyseldir. Şairler, toplumun sorunlarıyla ilgili çok fazla eser vermemişlerdir. Değişen çağla birlikte insanların sorunları da artmış ve değişmiştir. Osmanlı devleti, 19. yüzyılda birçok sorunla baş etmeye çalışırken, bireysel ve toplumsal sorunlar çığ gibi büyümüştür. Namık Kemal’in eseri de bu devirde yaşanan sorunların edebiyat eserlerine yansımış hâlidir.
b. Yenileşmeyle birlikte devlet karşısında bir halkı değil, tek tek bireyleri muhatap olarak görmeye başlamıştı. Bunda, Avrupa devletlerinin yaydığı fikir akımlarının etkisi büyük olmuştur. Artık insanlar, toplumu değil de bireysel rahatını düşünmeye başlıyordu. Bu da bireyselliğin çiçeklenmesine, toplumsal bağın kopmasına sebep olacaktı. Avrupalılar, zenginlikleri oranında bencil bir bireyselliğe sahipti. Başka bir devletin de zengin olması, onların çıkarına değildi. Bu sebepten devletler arasında savaşlar bile çıkacaktı. Yenileşme döneminde işlenen temalarda “toplumsallık” ön plana çıkarılmıştır. Dağılan bir devleti bir arada tutabilecek en önemli harç tabii ki “toplumsal kenetlenme” olacaktı.
8. Hürriyete Doğru ve Hürriyet şiirlerinde “bireysel” bir hürriyet anlayışı hissedilmektedir. Şairler her ne kadar hürriyet sevgisinden bahsetseler de, hürriyetin bir kişi için olan anlam ve öneminden bahsetmektedirler. Hürriyet Kasidesi’ndeki “hürriyet” kavramı, bireysel değil, toplumsaldır. Şair, sadece kendi hürriyetinden değil, ortak değerler etrafında toplandıkları toplumun hürriyetinden söz etmektedir. Bu toplum için hürriyetin ne anlama geldiğini anlatmaktadır Namık Kemal.
9. Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden
Bu beyitte şair, “altın yere düşmekle değerinden bir şey kaybetmez” atasözünü kullanarak iktibas (alıntı) sanatını uygulamıştır. Bu sanatta şair, sözüne vuruculuk katmak için deyimler, atasözleri, ayet ve hadisleri şiirinde kullanır. Bu dönemde ülkenin içinde bulunduğu kötü durum anlatılmak istenmektedir. Şair, milleti değerli bir taşa benzetmiş ve milletin eski zenginliğini kaybetmesini, cevherin yere düşmesi şeklinde düşünmüştür. Şaire göre eski güzel günler yeniden gelecektir. Devletin ve milletin asıl değeri bu sefer ortaya yeniden çıkacaktır.
Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i miüetde
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re’y-i ümmetden
Bu beyitte de milletin bir amaca doğru birlik içinde yürümesinin öneminden bahsedilmektedir. Devrin şartları icabı ve diğer devletlerin baskıları sonucu ülke parçalanmanın eşiğinde bulunmaktadır. Ülkeyi bu durumdan kurtaracak yegane güç, milletin fikir birliğine sahip olarak tek bir amaç etrafında kenetlenmesidir. Bu kenetlenme olmazsa, ülke kısa sürede parçalanacaktır. Beyitte peygamberimizin bir hadisine telmih (hatırlatma) yapılmıştır. “Ümmetimin fikir ayrılığından rahmet beklenir.” Şeklindeki bu hadise şair telmih sanatıyla temas etmiştir.turkeyarena.com
10. Yeni Kavram ve İmgeler: Hürriyet, eşitlik, vatan sevgisi,adalet,kanun üstünlüğü.
11. Bir milletin ve insanın hürriyeti nasıl değerlendirdiğien güzel biçimde anlatılmıştır. Hürriyet olmadan insan, bireysel hayatını özgürce yaşayamaz. Bu durumda insan, kendini baskı altında hissedecek ve sürekli huzursuz olacaktır.
12. Vatan sevgisi yolunda yapılan her türlü iyi çalışma, ülkeye bir şeyler kazandıracaktır. Ülkesini seven, ülkesinin gelecekte de özgür ve zengin olmasını isteyen bireyler, bu şiirdeki hürriyet tanımıyla harekete geçerlerse, istediklerinin hepsine mutlaka kavuşacaklardır. Bir ülkenin hürriyetini sevmek, ülkenin geleceğini emin ellere bırakacak olanlara yardım etmek demektir. Şimdi yapılan iyi çalışmalar, gelecekte büyük bir zaferin kazanılmasına yardım edebilir.
13. Namık Kemal, vatan için savaşan, didinen, içi vatan sevgisiyle dolu bir şairdir. Atatürk, Namık Kemal’in bir beytini değiştirerek kullanmıştır. Namık Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durumda bir kurtarıcı arayarak, sağa sola sorular yöneltmekte, ülkenin kurtarılıp kurtarılamayacağından endişe etmektedir. Atatürk ise, değiştirdiği bu beyitle “vatanın mutlaka kurtarılacağını” söylemektedir. Namık Kemal endişeli, Atatürk ise kararlıdır. Namık Kemal’i, eserinde belirttiği gibi “hürriyet” ve “vatan” kavramlarıyla özdeşleştirebiliriz. O, hürriyet ve vatan şairidir. Onu böyle düşünmemizde, onun hürriyete ve vatana oları âşık kişiliği ve yazdığı eserlerde sürekli bu iki kavramı en üstte tutması, sürekli bu kavramların değerini insanlara anlatması etkili olmuştur.
14. a. Namık Kemal, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir yazardır. Vatanını ve hürriyetini çok sevdiği için, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlardan kurtarılması için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Devrin siyasi kişileriyle de irtibatı olan şair, hükümeti yanlış icraatları sebebiyle eleştir–niştir. Bu eleştiri onun dürüst bir insan olduğunu gösterir. Şiirinde de dediği gibi, makam, mal mülk ve şöhret için alçalmamış, hak bildiği yolda hiçbir şeyden korkmadan dosdoğru ilerlemiştir. Ona göre Avrupalıların Osmanlı’ya göre bazı teknik üstünlükleri vardır. Bu teknik üstünlüğü onlardan alırsak, bizdeki “hamiyet” mayası bizi onlardan daha zengin ve üstün yapacaktır. Bu amaçla yazdığı yazılarda ülkenin İslam birliği içinde refaha kavuşabileceğini, ülkenin ırk olarak farklı köklerden gelen milletlerinin tek bir potada, yani din potasında birleşebileceğine inanmış bir fikir adamıydı. Ayrılıkları değil, birlik olabileceğimiz yönlerimizi hep en üstte tutmalıyız. Namık Kemal, bu ideali uğrunda pek çok eser yazmıştır.
b. Bu şiir Namık Kemal’in en fazla ezberlenen, bilinen şiiridir. Onun şahsiyetinin bütün olumlu taraflarıyla, hürriyet kavramı etrafında ördüğü düşüncelerini en iyi yansıtan bu şiir, hürriyet ve vatan sevgisinin en değerli örneğidir. Bu şiir, sadece edebî anlamda bir tesire sahip değildir. Toplum üzerinde olumlu tesirleri olan, vatan ve hürriyet sevgisini kuşaklara aşılamış bir eserdir. Bu şiir, devrin zihniyetini yansıtan bir aynadır.
16. 1. Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenadan “-dan’lar redif, “-â”lar yarım kafiyedir. Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
idrâk-i me’âli bu küçük akla gerekmez “-mez’ler redif, “-ek”ler tam kafiyedir.
Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez
Beyitlerde “-r, -k, -I” sesleriyle aliterasyon yapılmıştır. Ritim, aruz ölçüsüdür. Kafiye, redif ve tek–arlanan kelimeler vardır. Kafiye şeması “aa-ba-ca…..bb” şeklindedir.
2. Terkibibent devrin söyleyiş tarzından çok farklıdır. Şiirin şekli ve dili tamamen eski şiir geleneğiyle ilgilidir. Tanzimat dönemi sanatçıları, halkı eğitmek istedikleri için genel olarak halkın anlayamayacağı kelime ve ifadelere çok fazla itibar etmemişlerdir. Bu şiirde ise şair, görüşlerini felsefî bir planda aktardığı için devrin bu tür söyleyiş özelliklerinden uzakta kalmıştır.
3. Terkib-i bent‘teki birimler birbirlerine beyitlerle bağlanmıştır. Bu birimler bir araya gelerek şiirin temasını oluşturmaktadır. Şiirin son beyti, dünyayı anlamanın akılla olamayacağını bildirmektedir. Ondan önceki bütün dizelerde akıl ve onunla ilgili kavramlar etrafında dönen şair, son beyitte söyledik-erinin tam tersi bir düşünceyi dillendirmektedir. Bu tezat zaten Ziya Paşa’nın karakteri olmuştur.
Tarih: 2016-03-02 01:57:07 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Hürriyet Kasidesinin Yapı Özellikleri Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Yapı Özellikleri Özet
Nazım Birimi: Beyit
Nazım Birimi Sayısı: 31 Beyit
Uyak Şeması: aa/ba/ca/da/ea/fa/ga
Nazım Türü: Kaside nazım biçimlerinden en çok hicviyeye uyuyor
Yapı Özellikleri Detay
1. a. Bu tür ses benzerlikleri ile şiire has bir ahenk yakalanmıştır. Şiirlerde bu tür ses benzerlikleri redif ve kafiye şeklinde isimlendirilirler. Tekrar eden “-den” ler redif, “-et’ler tam kafiyedir.
b. Bu kelimeler, kendine özgü bir söyleyiş tarzı, ritim oluşturacak şekilde şiirde kullanılmıştır. Dikkat edilirse bütün kelimelerde ünlü harflerin uzun okunması gereklidir. Kelimelerin bu şekilde kullanılması “şiirdeki söyleyiş tarzı ve ses değerlerinin bir arada düşünüldüğünü bize gösterir. Bu şekilde kullanımla birlikte şiirin ahenginin, ses akışı, söyleyiş, ritim ve her türlü ses benzerlikleriyle sağlandığını göstermektedir.
2. a. Kasideler övgü şiiridir. Divan edebiyatı geleneğine mensup şairler, genellikle padişahlara, sadrazamlara ve devlet büyüklerine bu tür şiirler yazmışlardır. Nefî’nin kasidesi de Sultan Murad Han’a yazılmıştır. Bu kasidedeki dil, söz sanatları, kullanılan kelime ve tamlamaların Arapça ve Fars-çayla yüklü olması şiirin yazıldığı dönemle ilişkilidir. Namık Kemal’in kasidesi ise şekil açısından Divan şiiri geleneğine bağlıdır. Fakat bu kaside, geleneğin körü körüne devam ettiricisi olamaz. Öncelikle bu kaside ne padişaha ne de devlet ileri gelenlerine yazılmıştır. Soyut bir kavram olan “hürriyet”e yazılmıştır. Divan şiirinin kasidecilik geleneğinde kasideler hep “somut” konular üzerinde yazılmıştır. Ayrıca, bu kasidenin kendine has bir başlığı vardır. Divan şiiri geleneğinde kasidelerin özel bir başlıkları da bulunmaz. İki kaside de övüleceklerin niteliğine uygun şatafatlı bir üslupla yazılmıştır. Söyleyiş özellikleri bakımından da iki kaside de ses tekrarları, ritim ve ses akışı bakımından ortaktır.
b. Bu kasidelerin söyleyiş tarzları ile yazıldıkları dönemlerin edebî, siyasi ve sosyal özellikleri arasında bir ilişki kurulabilir. Nefî’nin yaşadığı çağda kasideler bu şekilde yazılıyordu. Bu tarzdan o devrin zihniyetine ulaşabiliriz. Kaside bir Osmanlı Padişah’ına sunulduğu için şair, söz sanatlarını padişah’ın övülmesi için çok fazla kullanmıştır. Şiirin iç akışında, kasidenin sunulduğu kişinin özelliklerini yansıtan kelime ve tamlamalar seçilmiştir. Namık Kemal’in kasidesi ise soyut bir konuya yazıldığı için şair çok fazla mübalağa sanatını kullanmamıştır. Bu durum, şiirlerin yazıldığı ortamın zihniyetiyle, yani edebî, siyasi ve sosyal özelliklerime yakından ilgilidir.
3. a. Hürriyet Kasidesi’ni oluşturan birimlerin yerleri değiştirildiğinde, şiirin akışında ve anlamında bir değişme ve bozulma meydana gelir. Bu birimler ahenkli bir biçimde kasidenin yapısını oluşturmaktadır. Bu yapıdan herhangi bir birimi çıkarır ya da bu yapıya onunla ilgisiz bir birim eklersek şiirin kendine has sistemi mutlaka bozulur. Edebiyat eserleri, kendilerine özgü bir sisteme sahiptir. Bu sistem, dışarıdan yapılacak müdahalelerle çabucak bozulur veya değişikliğe uğrar.
b. Hürriyet Kasidesi’ni oluşturan birimleri anlamlı bir bütün hâline getiren unsur, şiirin temasıdır. Çünkü tema etrafında anlamlı birimler birbirleriyle ahenkli bir bütün oluşturarak, temaya birleşirler.
4. a. Klasik Türk Edebiyatında Kaside Nazım Şeklinin Yapı Özellikleri
1. Genellikle 31-99 beyitten oluşur.
2. Nesib, girizgâh, methiye, tegazzül fahriye ve dua bölümlerinden oluşur.
3. Kafiye düzeni aa / ba / ca… şeklindedir.
4. Kasidenin sonlarına doğru şair, mahlasını kullanır.
5. İthaf edildiği kişinin adını içeren bir başlığı vardır
Hürriyet Kasidesi’nin Yapı Özellikleri
1.31 beyitten oluşmuştur.
2.Klasik bölümler yoktur.
3.Kafiye düzeni “aa/ba/ca…” şeklindedir.
4.Şair son beyitte mahlasını kullanmamıştır.
5.Kaside soyut bir kavram için yazılmıştır, başlığı da bu soyut kavramdır.
b. Hürriyet Kasidesi’nin kaside nazım şekliyle yazılması ve kasidenin klasik yapı özelliklerinden farklılıklar göstermesi bu devirdeki yenileşme çabalarının etkisinin edebî eserlere de yansıdığını göstermektedir. Bu devrin şairleri eski nazım şekillerini kullanmakla birlikte şiirlerin içeriklerinde büyük değişiklikler yapmışlardır. Eskiden kaside yine beyitlerle yazılıyordu, yeni devirle birlikte kasidenin bütün şekil özellikleri aynen kullanılmış, şiirde işlenen konu değiştirilmiştir. Namık Kemal, “hürriyet’e övgülerini sunmuştur.
5.
“Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetden
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetden”
“Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir ser-â-pâ mâyemiz hûn-ı şehâdetden”
“Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd ü içtihadız kim
Cihangîrâne bir devlet çıkardık bir aşîretden”
“Biz ol ulvî-nihâdânız ki meydân-ı hamiyyetde
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletden”
dizelerinde tarihî değerlere değinilmiştir, ilk beyitte “bâb-ı hükûmet’Ie devletin icra yetkisine sahip kurumu kastedilmektedir. Şairin yaşadığı devirde devlet, hükümetler aracılığıyla yönetiliyordu. Diğer beyitlerde de Osmanlı merkeze alınarak tarihsel bilgilerle birlikte şairin yorumları okura sunulmuştur.
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetden
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez i’ânetden”
“Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden”
“Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetden”
“Muîni zâlimin dünyâda erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetden”
“Hemen bir feyz-i bakî terk eder bir zevk-ı fânîye
Hayâtın kadrini âlî bilenler hüsn-i şöhretden”
dizeleri ve genel olarak şiirin hemen bütün dizelerinde sosyal değerlerle ilgili kelime ve ifadelere rastlanmaktadır. Birinci beyitte, “insanlara yardım etmenin öneminden”, ikinci beyitte “zor durumda olan fakat değerli milletlerin bu zor durumda değerinden hiçbir şeyin eksilmeyeceğinden”, üçüncü beyitte “vatan sevgisinden”, dördüncü beyitte “zalimlerin vasıfları”, beşinci beyitte “dünyanın geçici zevklerine değer verenlerin yanlış yolda olduklarına değinilmektedir.
6. Tanzimat dönemi, yeni değer ve kavramlarla yeni türlerin bir arada kullanıldığı bir dönemdir. Bu devirde başlatılan sosyal, siyasi, askerî, ekonomik, idarî yenilikler, insanların dünya algısını da belli oranda etkilemiştir. Eskiden insanların hürriyetle ilgili bir sorunları yoktu. Ama devrin sosyal ve siyasi yapısının etkisiyle hürriyet üzerinde konuşmak değerli bir hal aldı. Bunun en önemli sebebi, Avrupa’dan ithal edilen kavramlar, değer yargılarıyla Osmanlı devletinin zor bir devirden geçmesidir. Devlet, savaşlarda yeniliyor, ekonomisi çok kötüye gidiyordu. Bu durumda yaşayan insanlar da ülkelerinin bağımsızlığını kaybedeceğinden korkuyorlardı. Şair de hürriyet’in bu devirde yaşayanlar için neden önemli olduğunu şiirinde anlatmaya çalışmıştır. Sonuç olarak, bu şirin devrin gerçekliğini doğru bir biçimde yansıttığını söyleyebiliriz.
7. a.
Divan şiirinde işlenen temalar:
Aşk tabiat güzellikleri din ve devlet büyüklerine övgü tasavvuf ve ahlak
Hürriyet Kasidesi’nin teması:
- Hürriyet sevgisidir.
Divan şiirinde işlenen temalar daha bireyseldir. Şairler, toplumun sorunlarıyla ilgili çok fazla eser vermemişlerdir. Değişen çağla birlikte insanların sorunları da artmış ve değişmiştir. Osmanlı devleti, 19. yüzyılda birçok sorunla baş etmeye çalışırken, bireysel ve toplumsal sorunlar çığ gibi büyümüştür. Namık Kemal’in eseri de bu devirde yaşanan sorunların edebiyat eserlerine yansımış hâlidir.
b. Yenileşmeyle birlikte devlet karşısında bir halkı değil, tek tek bireyleri muhatap olarak görmeye başlamıştı. Bunda, Avrupa devletlerinin yaydığı fikir akımlarının etkisi büyük olmuştur. Artık insanlar, toplumu değil de bireysel rahatını düşünmeye başlıyordu. Bu da bireyselliğin çiçeklenmesine, toplumsal bağın kopmasına sebep olacaktı. Avrupalılar, zenginlikleri oranında bencil bir bireyselliğe sahipti. Başka bir devletin de zengin olması, onların çıkarına değildi. Bu sebepten devletler arasında savaşlar bile çıkacaktı. Yenileşme döneminde işlenen temalarda “toplumsallık” ön plana çıkarılmıştır. Dağılan bir devleti bir arada tutabilecek en önemli harç tabii ki “toplumsal kenetlenme” olacaktı.
8. Hürriyete Doğru ve Hürriyet şiirlerinde “bireysel” bir hürriyet anlayışı hissedilmektedir. Şairler her ne kadar hürriyet sevgisinden bahsetseler de, hürriyetin bir kişi için olan anlam ve öneminden bahsetmektedirler. Hürriyet Kasidesi’ndeki “hürriyet” kavramı, bireysel değil, toplumsaldır. Şair, sadece kendi hürriyetinden değil, ortak değerler etrafında toplandıkları toplumun hürriyetinden söz etmektedir. Bu toplum için hürriyetin ne anlama geldiğini anlatmaktadır Namık Kemal.
9. Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden
Bu beyitte şair, “altın yere düşmekle değerinden bir şey kaybetmez” atasözünü kullanarak iktibas (alıntı) sanatını uygulamıştır. Bu sanatta şair, sözüne vuruculuk katmak için deyimler, atasözleri, ayet ve hadisleri şiirinde kullanır. Bu dönemde ülkenin içinde bulunduğu kötü durum anlatılmak istenmektedir. Şair, milleti değerli bir taşa benzetmiş ve milletin eski zenginliğini kaybetmesini, cevherin yere düşmesi şeklinde düşünmüştür. Şaire göre eski güzel günler yeniden gelecektir. Devletin ve milletin asıl değeri bu sefer ortaya yeniden çıkacaktır.
Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i miüetde
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re’y-i ümmetden
Bu beyitte de milletin bir amaca doğru birlik içinde yürümesinin öneminden bahsedilmektedir. Devrin şartları icabı ve diğer devletlerin baskıları sonucu ülke parçalanmanın eşiğinde bulunmaktadır. Ülkeyi bu durumdan kurtaracak yegane güç, milletin fikir birliğine sahip olarak tek bir amaç etrafında kenetlenmesidir. Bu kenetlenme olmazsa, ülke kısa sürede parçalanacaktır. Beyitte peygamberimizin bir hadisine telmih (hatırlatma) yapılmıştır. “Ümmetimin fikir ayrılığından rahmet beklenir.” Şeklindeki bu hadise şair telmih sanatıyla temas etmiştir.turkeyarena.com
10. Yeni Kavram ve İmgeler: Hürriyet, eşitlik, vatan sevgisi,adalet,kanun üstünlüğü.
11. Bir milletin ve insanın hürriyeti nasıl değerlendirdiğien güzel biçimde anlatılmıştır. Hürriyet olmadan insan, bireysel hayatını özgürce yaşayamaz. Bu durumda insan, kendini baskı altında hissedecek ve sürekli huzursuz olacaktır.
12. Vatan sevgisi yolunda yapılan her türlü iyi çalışma, ülkeye bir şeyler kazandıracaktır. Ülkesini seven, ülkesinin gelecekte de özgür ve zengin olmasını isteyen bireyler, bu şiirdeki hürriyet tanımıyla harekete geçerlerse, istediklerinin hepsine mutlaka kavuşacaklardır. Bir ülkenin hürriyetini sevmek, ülkenin geleceğini emin ellere bırakacak olanlara yardım etmek demektir. Şimdi yapılan iyi çalışmalar, gelecekte büyük bir zaferin kazanılmasına yardım edebilir.
13. Namık Kemal, vatan için savaşan, didinen, içi vatan sevgisiyle dolu bir şairdir. Atatürk, Namık Kemal’in bir beytini değiştirerek kullanmıştır. Namık Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durumda bir kurtarıcı arayarak, sağa sola sorular yöneltmekte, ülkenin kurtarılıp kurtarılamayacağından endişe etmektedir. Atatürk ise, değiştirdiği bu beyitle “vatanın mutlaka kurtarılacağını” söylemektedir. Namık Kemal endişeli, Atatürk ise kararlıdır. Namık Kemal’i, eserinde belirttiği gibi “hürriyet” ve “vatan” kavramlarıyla özdeşleştirebiliriz. O, hürriyet ve vatan şairidir. Onu böyle düşünmemizde, onun hürriyete ve vatana oları âşık kişiliği ve yazdığı eserlerde sürekli bu iki kavramı en üstte tutması, sürekli bu kavramların değerini insanlara anlatması etkili olmuştur.
14. a. Namık Kemal, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir yazardır. Vatanını ve hürriyetini çok sevdiği için, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlardan kurtarılması için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Devrin siyasi kişileriyle de irtibatı olan şair, hükümeti yanlış icraatları sebebiyle eleştir–niştir. Bu eleştiri onun dürüst bir insan olduğunu gösterir. Şiirinde de dediği gibi, makam, mal mülk ve şöhret için alçalmamış, hak bildiği yolda hiçbir şeyden korkmadan dosdoğru ilerlemiştir. Ona göre Avrupalıların Osmanlı’ya göre bazı teknik üstünlükleri vardır. Bu teknik üstünlüğü onlardan alırsak, bizdeki “hamiyet” mayası bizi onlardan daha zengin ve üstün yapacaktır. Bu amaçla yazdığı yazılarda ülkenin İslam birliği içinde refaha kavuşabileceğini, ülkenin ırk olarak farklı köklerden gelen milletlerinin tek bir potada, yani din potasında birleşebileceğine inanmış bir fikir adamıydı. Ayrılıkları değil, birlik olabileceğimiz yönlerimizi hep en üstte tutmalıyız. Namık Kemal, bu ideali uğrunda pek çok eser yazmıştır.
b. Bu şiir Namık Kemal’in en fazla ezberlenen, bilinen şiiridir. Onun şahsiyetinin bütün olumlu taraflarıyla, hürriyet kavramı etrafında ördüğü düşüncelerini en iyi yansıtan bu şiir, hürriyet ve vatan sevgisinin en değerli örneğidir. Bu şiir, sadece edebî anlamda bir tesire sahip değildir. Toplum üzerinde olumlu tesirleri olan, vatan ve hürriyet sevgisini kuşaklara aşılamış bir eserdir. Bu şiir, devrin zihniyetini yansıtan bir aynadır.
16. 1. Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenadan “-dan’lar redif, “-â”lar yarım kafiyedir. Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
idrâk-i me’âli bu küçük akla gerekmez “-mez’ler redif, “-ek”ler tam kafiyedir.
Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez
Beyitlerde “-r, -k, -I” sesleriyle aliterasyon yapılmıştır. Ritim, aruz ölçüsüdür. Kafiye, redif ve tek–arlanan kelimeler vardır. Kafiye şeması “aa-ba-ca…..bb” şeklindedir.
2. Terkibibent devrin söyleyiş tarzından çok farklıdır. Şiirin şekli ve dili tamamen eski şiir geleneğiyle ilgilidir. Tanzimat dönemi sanatçıları, halkı eğitmek istedikleri için genel olarak halkın anlayamayacağı kelime ve ifadelere çok fazla itibar etmemişlerdir. Bu şiirde ise şair, görüşlerini felsefî bir planda aktardığı için devrin bu tür söyleyiş özelliklerinden uzakta kalmıştır.
3. Terkib-i bent‘teki birimler birbirlerine beyitlerle bağlanmıştır. Bu birimler bir araya gelerek şiirin temasını oluşturmaktadır. Şiirin son beyti, dünyayı anlamanın akılla olamayacağını bildirmektedir. Ondan önceki bütün dizelerde akıl ve onunla ilgili kavramlar etrafında dönen şair, son beyitte söyledik-erinin tam tersi bir düşünceyi dillendirmektedir. Bu tezat zaten Ziya Paşa’nın karakteri olmuştur.
Tarih: 2016-03-02 01:57:07 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx